ASİ HİKAYESİ

MİTLER

illustrated by Marco Pio Mucci

BÜYÜK İSKENDER VE

LEZZETLİ SU

 

Antakya, Seleucos I Nicator tarafından Suriye'yi fethettikten sonra, M.Ö. 300 yılında kurulur. Kentin kurulduğu yer, Büyük İskender'in su içmek için durduğu ve içtiği suyun, annesinin göğsünden içtiği sütün tadı kadar lezzetli olduğunu söylediği su kaynağının olduğu yerdedir. Hikayeye göre İskender, Zeus Bottiaeus'un onuruna bir tapınak diker ve savaşın baskısıyla orayı terk eder.

SURİYE PEYZAJI

“Suriye'deki Asi Nehri doğrudan denize yönelmez; tepelik kayalık bir yerden yükselir ve tepelerden aşağı doğru hareket eder. Roma imparatorluğu gemilerin denizden Antakya kentine gitmesini ister. Çok fazla emek ve maliyet harcadıktan sonra, akıntıya karşı ters yönde hareket etmeye uygun bir kanal inşa eder ve nehri bu kanala yönlendirir". (İbn Battûta 2004, C.1 / 101-102; aktaran Jones, 2000, 476 -477).

DEV ORONTES (ASİ) HİKAYESİ

 

"Eski nehir yatağı kuruduğunda 11 arşınlık (yaklaşık 5,5 m) bir mezar ve aynı büyüklükte bir insan iskeleti ortaya çıkar. Antakyalılar gidip Klaros'taki bir Apollon bilgesine danışır. Bilge iskeletin Orontes (ASİ) Tanrısına ait olduğunu söyler  ve Hint kanından geldiğini belirtir. " (İbn Battûta 2004, C.1 / 101-102; aktaran Jones, 2000, 476-477).  Dev Asi heykeli, Louvre Müzesi'nde  sergileniyor.

SU DEĞİRMENİ, ASI NEHRİ TANRI'YA ÇAĞIRIYOR

 

Birçok dilde ve kültürde, su değirmeni, güzel bir kadına veya su perisine veya ağlayan oduna benzetilir; dönme sırasında çarkın sürtünmesinden kaynaklanan sesler inleme, ağlama, dua etme ve yakarışla ilişkilendirilir; ve tekerleğin dönüşü, metaforik olarak zamanın geçişine, evrenin hareketine, dünyanın dönüşüne, kader çarkının dönüşüne ve hatıraların ve düşüncelerin tekrarına benzetilir.

 

İslam felsefelerinden biri olan Sufi literatüründe su çarklarının sesi, Allah'tan ayrı kalmaktan dolayı acı çeken “inlemeye” benzetilmektedir.

AYAKLARININ ALTINDAKİ NEHİR İLE KENTİN TİKE’Sİ

Şehrin sembolü Tyche,  felaketlerle ilgilidir. Asi Nehri kıyısındaki Antakya şehri, geleceğin tanrıçası ve kasabanın koruyucusu Tyche ile özdeşleşmiştir. Deprem, sel, bulaşıcı hastalıklar gibi birçok felaketin olduğu bir kasabada, geleceği tahmin etmek hayatta kalmanın ana yoludur. Tyche, kuleleri olan bir taç giyen bir kayanın üzerine oturmuş olarak temsil edilir. Ayaklarının dibinde dalgaların arasından genç bir yüzücünün bedeni görülmektedir: O, kasabanın asi çocuğu, Asi nehrinin insanlaştırılmış halidir.

NEHİR DEVLERİNİN İNSANLAŞTIRILMASI

Yunan mitolojisine göre Orontes (Asi), Okeanos (denizlerin tanrısı) ve Tethys’in (pınarların tanrısı) oğlu ve Dicle, Fırat ve Nil gibi nehirlerin kardeşidir.

Asi nehri bu dönemde Drakon, Thyphon ve Ophites (yılan) gibi birçok Yunanca isimle bilinir. En azından ilk ikisi, bir şekilde tahmin edilemez  ve tehlikeli olan bir şeye işaret etmektedir: bir ejderha (Drakon) ve Thyphon, kelimenin tam anlamıyla bir tayfun yani bir fırtına.

 

BİR HAYVANIN KURBAN EDİLİŞİ VE KARTAL HİKAYESİ

Antakya kentinin kurucusu Seleucos, her ikisi de Antiochus adına sahip olan babasına ya da oğluna adar. Seleucos, yönettiği eski Antigoniea'yı yeniden inşa etmek ya da yeni baştan bir şehir inşa etmek konusunda karar veremez. Karar vermek için, yerleşimin açılışı sırasında bir hayvanı kurban eder. Kartal, kurbandan bir parça et çalar ve şimdiki Antakya'nın olduğu yere eti bırakır. Kent burada kurulur

© FLOW TALES

info@flow-tales.com